Kuruma güçlü program kapsayan veri sorumlusu intikal eden dilekçede özetle; veri sorumlusunun mağazasında satılan bazı ürünlere sadakat karta özel indirim uygulandığı, böylece özel indirimlerin şarta bağlandığı, söz konusu sadakat programına üyelik ve kart temini için de müşterinin kişisel verilerinin talep edildiği ve açık rızanın koşul olarak dayatıldığı belirtilerek veri sorumlusu hakkında ihbarda bulunulmuştur.
İhbarda yer alan konuya ilişkin başlatılan inceleme çerçevesinde veri sorumlusundan savunması istenilmiş olup alınan cevabî yazıda özetle;
- Sadakat programına dahil olmak isteyen ilgili kişilere sunulan açık rıza metninde açık rızanın hangi amaçları içerdiği açıkça sıralanarak açık rızanın belirli bir konuya ilişkin olma unsurunun karşılandığı,
- İlgili kişilere açık rıza metni sunulmakla birlikte ayrıca kişisel verilerinin işlenmesine ve haklarına ilişkin olarak mevzuata uygun şekilde aydınlatma yapıldığı,
- Sadakat programı dahilinde açık rıza vermek istemeyen ilgili kişilere mağazalarından ve internet siteleri üzerinden her daim alışveriş imkanı sunulduğu, ürün ve hizmetlerinin herkesin erişimine açık olduğu ve belirlenen fiyatlar üzerinden herkes tarafından temin edilebildiği, bu ürün veya hizmetlerde yapılan indirimlerin ise ürün veya hizmetin rayiç bedelinin altında ve ek bir menfaat niteliğinde olduğu,
- Program dahilinde ve ilgili kişiler tarafından açık rıza verilmesi halinde yararlanılabilen indirimlerin ana ürün veya hizmetin sunumuna ilişkin olmayıp ek menfaat niteliğinde olduğu ve bu durumun ilgili kişinin açık rızasının alınmasının, bir ürün veya hizmetin sunulmasının ya da ürün veya hizmetten yararlandırılmasının ön şartı olarak ileri sürülmediğini gösterdiği,
- Ek menfaatlerin açık rıza koşuluna bağlanmasının “açık rızanın özgür irade ile verilmesi” koşulunu ortadan kaldırmayacağının mehaz Avrupa Birliği mevzuatında da açıkça kabul edildiği ve bu durumun Avrupa Birliği Veri Koruma Hukuku Hakkında El Kitabında (Handbook on European Data Protection Law) “… rıza vermeme sonucunda negatif sonuçlar doğacak olması rızanın geçerli olmayacağı anlamına gelmemektedir. Örneğin eğer süpermarket müşteri kartına rıza verilmemesi yalnızca belirli ürün fiyatlarına küçük bir miktar indirimin elde edilmemesi sonucunu doğuruyorsa söz konusu kartı almaya rıza veren müşterilerin kişisel verilerinin işlenmesi açısından rıza geçerli bir hukuki sebep olarak değerlendirilebilecektir. Müşteri ile şirket arasında bir altüst bağı yoktur ve rıza verilmemesinin sonuçları veri sahibinin özgür iradesini etkileyecek kadar ciddi değildir (ürün üzerinde yapılacak olan indirim veri sahibinin özgür iradesini etkilemeyecek kadar küçük miktardadır). …” şeklindeki açıklama ile ortaya koyulduğu
ifade edilmiştir.
Konuya ilişkin yürütülen inceleme neticesinde Kişisel Verileri Koruma Kurulunun 05/07/2019 tarih ve 2019/198 sayılı sayılı Kararı ile;
- 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nun 3’üncü maddesinin (1) numaralı fıkrasının (a) bendi hükmü uyarınca açık rızanın belirli bir konuya ilişkin olma, bilgilendirmeye dayanma, özgür irade ile açıklanma şeklinde üç unsuru olduğu,
- İncelemeye konu ihbar niteliğindeki dilekçede yer alan bilgiler çerçevesinde veri sorumlusunun 99,99 TL olan ürünün fiyatını sadakat karta özel indirim kapsamında 79,99 TL olarak belirlediğinin ve satışa sunduğunun anlaşıldığı,
- Sadakat kart programına dahil olmak istemeyen ve/veya söz konusu program dahilinde açık rıza vermek istemeyen ilgili kişilerin veri sorumlusunun mağazalarından alışveriş yapma imkanının ortadan kaldırılmadığı ve sadakat programına üye olmayan müşterilere indirimsiz fiyatlar üzerinden satış yapılmaya devam edildiği,
- Sadakat programı kapsamında ürün/hizmetlerin ek menfaat ile indirimli olarak sunulmasının açık rızanın koşul olarak dayatılması anlamına gelmediği
değerlendirmelerinden hareketle;
- Veri sorumlusunun mağazalarında sunulan ürün veya hizmetlerin, gerçekleştirilen kampanyalar dahilinde ve veri sorumlusu şirketin sadakat programına özel indirimli fiyatlar üzerinden ek bir menfaatle sunuluyor olmasının, açık rızanın koşul olarak dayatılması ve bu anlamda ilgili kişinin açık rızasının bir ürün veya hizmetin sunulmasının ya da ürün veya hizmetten yararlandırılmasının ön şartı olarak ileri sürülmesi olarak kabul edilemeyeceğinden, söz konusu dilekçeye ilişkin olarak Kanun hükümleri kapsamında yapılacak bir işlem olmadığına
karar verilmiştir.