Ölen Kişinin Sigorta Poliçesini Sigorta Şirketinin Reddetmesi

“Ölenin sigorta poliçesine yasal mirasçısının erişim talebinin sigorta şirketi tarafından reddedilmesi” hakkında Kişisel Verileri Koruma Kurulunun 18/03/2021 tarihli ve 2021/241 sayılı Karar Özeti

Karar Tarihi:18/03/2021
Karar No:2021/241
Konu Özeti:Ölenin sigorta poliçesine yasal mirasçısının erişim talebinin sigorta şirketi tarafından reddedilmesi

Kuruma intikal eden şikâyet dilekçesinde özetle; şikâyetçinin ölen eşi ile veri sorumlusu sigorta şirketi arasında Hayat Sigortası Sözleşmesi kurulduğu, şikâyetçinin eşinin ölüm sebebinin iş kazası olduğunun mahkeme ilamı ile kesinleşmesi üzerine iş kazası nedeni ile yapılması gereken ödeme miktarının tespit edilebilmesi için Poliçenin ibrazı gerekliliğinin hâsıl olduğu, bu kapsamda çeşitli tarihlerde gönderilen ihtarnamelerle veri sorumlusundan söz konusu Poliçenin tesliminin talep edildiği, ancak veri sorumlusunca ilgili kişiye gönderilen yazı ile Kişisel Sağlık Verileri Hakkında Yönetmeliğin 10 uncu maddesi uyarınca “avukatların, müvekkilin sağlık verilerini genel vekaletname ile talep edemeyeceği, ilgili kişinin özel nitelikli kişisel verilerin işlenmesi ve aktarılmasına ilişkin açık rızasını gösteren özel bir hükmün bulunmasının gerektiği ve bu sebeple yazı ekinde gönderilen vekaletnamenin genel vekaletname niteliğinde olduğundan KVKK ve ilgili yönetmelik uyarınca özel nitelikli kişisel veri olan sağlık verilerinin paylaşılmasının mümkün olmadığı” hususları belirtilerek talebin reddedildiği, bunun üzerine şikayetçinin kendi adına yeniden ihtarname düzenleyip veri sorumlusuna başvurduğu ancak veri sorumlusunca talebin karşılanmayarak hak yoksunluklarına sebep olduğu belirtilmiş ve gereğinin yapılması talep edilmiştir.

Ölen Kişinin Sigorta Poliçesini Sigorta Şirketinin Reddetmesi

Konuya ilişkin başlatılan inceleme kapsamında veri sorumlusu sigorta şirketinden savunması istenilmiş, alınan cevabi yazıda özetle;

  • Şikâyetçinin eşinin sigorta ettireninin bir banka olduğu ve Grup Hayat Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğu,
  • Veri sorumlusu sigorta şirketi ile sigorta ettiren arasında imzalanan Grup Sigortası Sözleşmesi kapsamında sigorta ettiren tarafından bildirilen SGK’lı çalışanların sigortalandığı,  şikâyetçinin eşinin de bu çalışanlardan biri olarak Grup Hayat Sigorta Poliçesi ile sigortalandığı, bu kapsamda murislere toplamda 100.000,00 TL (poliçe teminatının tamamı) ödeme yapıldığı, Poliçe teminatının tamamının murislere ödenmesiyle veri sorumlusunun Poliçe kapsamındaki tüm yükümlülüklerini yerine getirdiği,
  • Şikâyet konusu Poliçenin müteveffanın eşi varise verilmemesinin hukuki gerekçesi ile ilgili olarak Poliçenin, sigorta ettiren banka ile veri sorumlusu arasında imzalanan Grup Hayat Sigortası arasındaki Sözleşmeye istinaden düzenlenmiş olduğu, sigortalıların bu grup sözleşmesinin tarafı olmadığı, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun (TTK) 1496 ncı maddesi uyarınca Grup Hayat Sigortası Sözleşmesine/Poliçesine istinaden sigortalılara ayrı ayrı Poliçeler yerine sertifikalar verildiği,
  • Müteveffanın sigortalılığını, sigortalı olduğu dönemi ve sigorta teminatı ile kapsamı gösteren Grup Yıllık Yaşam Sigortası Sertifikasının da veri sorumlusu tarafından şikâyetçi ile paylaşıldığı,
  • Diğer taraftan Grup Hayat Sigortası Sözleşmesinde sigorta ettiren bankaya ait ticari bilgilerin ve o sözleşmeyi imzalayanların kişisel verilerinin yer aldığı, dolayısıyla müteveffanın tarafı olmadığı Grup Hayat Sigortası sözleşmesinin ve buna istinaden düzenlenen Grup Poliçesinin de ne sigortalılarla ne de murisleri ile paylaşma yükümlülüklerinin bulunmadığı,
  • Veri sorumlusunun tüm kanuni yükümlülüklerini yerine getirdiği ancak şikâyetçinin Poliçe kapsamındaki alacağın tam olarak ödenmediğine ilişkin bir kuşkusu varsa, bu Grup Sigortası Sözleşmesinin içeriğini sigorta ettiren ve müteveffanın işvereni olan bankadan talep edebileceği gibi şikâyet dilekçesinde bahsettiği dava dosyasının görülmesi sırasında mahkeme aracılığı ile de pekâlâ celp ettirebileceği, şikâyetçinin daha fazla alacağı olduğunu düşünüyorsa veri sorumlusu aleyhine yargı yoluna da başvurabileceği,
  • Kanunun 11 inci maddesi gereği ilgili kişinin kural olarak kendisiyle ilgili konularda veri sorumlusuna başvurabilme hakkına sahip olduğu ancak şikâyetçinin, eşine ilişkin talep etmiş olduğu Poliçe bilgileri, sertifika, teminat ödemesi vb. hususları eksiksiz paylaşılmış olmasına ve ortada kendisine ait Kanuna aykırı işlenen veri bulunmazken, sigortacılık mevzuatı açısından da tüm yükümlülüklerini yerine getiren veri sorumlusuna yönelik yapılan şikâyetin haksız olduğu  

ifade edilmiştir.

Konuya ilişkin olarak yapılan değerlendirme neticesinde Kişisel Verileri Koruma Kurulunun 18/03/2021 tarih ve 2021/241 sayılı Kararı ile;

  • 6698 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinde ilgili kişinin “kişisel verileri işlenen gerçek kişi” olarak tanımlandığı, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 28 inci maddesinde ise kişiliğin, çocuğun sağ olarak tamamıyla doğduğu anda başladığı ve ölümle sona erdiği hükmünün yer aldığı, diğer taraftan; Kişisel Sağlık Verileri Hakkında Yönetmeliğin 4 üncü maddesinde; kişisel sağlık verisinin kimliği belirli ya da belirlenebilir gerçek kişinin fiziksel ve ruhsal sağlığına ilişkin her türlü bilgi ile kişiye sunulan sağlık hizmetiyle ilgili bilgiler olarak tanımlamalara yer verildiği; anılan Yönetmeliğin “Ölünün sağlık verilerine erişim” başlıklı 11 inci maddesinde ise ölmüş bir kimsenin sağlık verilerini almaya, veraset ilamını ibraz etmek suretiyle murisin yasal mirasçılarının münferit olarak yetkili olduğuna yer verildiği, ölen kişilere ilişkin kişisel veriler hakkında 6698 sayılı Kanunda doğrudan bir düzenleme bulunmamakla birlikte Kişisel Verileri Koruma Kurulunun “Ölü kişilerin verilerine, ölenin yakınlarının erişim talebi hakkındaki 18/09/2019 tarihli ve 2019/273 sayılı  kararında “(…) talep edilen kişisel verilerin talep eden gerçek kişiye ilişkin olmaması ve ölmüş kişiye ait olması sebebiyle talebin, Kanunun 11’inci maddesi kapsamında bir talep olarak değerlendirilmeyeceği kanısına varıldığından bu hususta 6698 sayılı Kanun kapsamında yapılacak bir işlemin olmadığına” karar verildiği, 
  • Diğer taraftan 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 499 uncu maddesinde ise sağ kalan eşin, birlikte bulunduğu zümredeki oranlara göre mirasbırakana mirasçı olacağı; 599 uncu maddesinde “Mirasçılar, mirasbırakanın ölümü ile mirası bir bütün olarak, kanun gereğince kazanırlar. Kanunda öngörülen ayrık durumlar saklı kalmak üzere mirasçılar, mirasbırakanın aynî haklarını, alacaklarını, diğer malvarlığı haklarını, taşınır ve taşınmazlar üzerindeki zilyetliklerini doğrudan doğruya kazanırlar ve mirasbırakanın borçlarından kişisel olarak sorumlu olurlar.” hükmüne;  “Özel durumlar” başlıklı 601 inci maddesinin ikinci fıkrasında ise “Kendisine mirasbırakanın ölümünde ödenecek bir sigorta alacağı vasiyet edilen kimse, sigorta sözleşmesinden doğan istem hakkını sigortacıya karşı doğrudan doğruya kullanabilir.” hükmüne yer verildiği, bu doğrultuda ölen eşin kişiliğinin de ölümle birlikte sona erdiği dikkate alındığında her ne kadar hayat sigortası ölen eşin adına yapılmış ve kişilik ölümle son bulduğundan ölen kişinin kişisel verilerine ilişkin talepler Kanun kapsamında değerlendirilemeyecek olsa da, hayat sigortasının lehtarlarının ölen kişinin kanuni mirasçıları olduğu, bu çerçevede ilgili Sigorta Poliçesinin lehtarı olmaları bakımından mirasçıların ilgili kişi niteliği kazandığı, bu sebeple başvurucu için de kanuni mirasçılıktan kaynaklı olarak, Poliçeyi özetler belgede yer alan verilerin kişisel veri niteliği taşıdığı kanaatine varıldığı,
  • Kanunun 11 inci maddesinde de “(1) Herkes, veri sorumlusuna başvurarak kendisiyle ilgili; a) Kişisel veri işlenip işlenmediğini öğrenme, b) Kişisel verileri işlenmişse buna ilişkin bilgi talep etme, c) Kişisel verilerin işlenme amacını ve bunların amacına uygun kullanılıp kullanılmadığını öğrenme, ç) Yurt içinde veya yurt dışında kişisel verilerin aktarıldığı üçüncü kişileri bilme, d) Kişisel verilerin eksik veya yanlış işlenmiş olması hâlinde bunların düzeltilmesini isteme, e) 7 nci maddede öngörülen şartlar çerçevesinde kişisel verilerin silinmesini veya yok edilmesini isteme, f) (d) ve (e) bentleri uyarınca yapılan işlemlerin, kişisel verilerin aktarıldığı üçüncü kişilere bildirilmesini isteme, g) İşlenen verilerin münhasıran otomatik sistemler vasıtasıyla analiz edilmesi suretiyle kişinin kendisi aleyhine bir sonucun ortaya çıkmasına itiraz etme, ğ) Kişisel verilerin kanuna aykırı olarak işlenmesi sebebiyle zarara uğraması hâlinde zararın giderilmesini talep etme haklarına sahiptir.” hükmünün düzenlendiği,
  • Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun (Ticaret Kanunu) “Grup sigortaları” başlıklı 1496 ncı maddesinde “(2) Grupta yer alan her kişiye poliçe içeriğini özetleyen bir belge verilir.” hükmüne yer verildiği, bu kapsamda,  ilgili kişinin eşi adına yapılan sigortanın da grup sigortası olarak yapıldığı gözetildiğinde, 6698 sayılı Kanunun 11 inci maddesi kapsamında talep edilebilecek belgenin grup poliçesinin kendisi yerine “poliçeyi özetler nitelikteki belgenin/sertifikanın” olabileceği kanaatine varıldığı,
  • Anayasanın 20 nci maddesinin (3) numaralı fıkrasında yer verilen düzenleme ile “(…) kişinin kendisiyle ilgili kişisel veriler hakkında bilgilendirilme, bu verilere erişme (…)” hakkına sahip olduğu, Kanunun 11 inci maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendi çerçevesinde ise ilgili kişilerin kişisel verileri işlenmişse buna ilişkin bilgi talep etme hakkına sahip olduğu düzenlemelerinin yer aldığı, bu çerçevede ilgili kişinin eşinin kanuni mirasçılıktan kaynaklı olarak müteveffanın kişisel verisi niteliğindeki “poliçeyi özetler belgeye” erişme hakkının olduğu ve bu hakkını veri sorumlusuna karşı ileri sürebileceği dikkate alındığında veri sorumlusundan kişisel veri niteliğinde olan “poliçeyi özetler belgeyi” Kanunun 11 inci maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendi kapsamında talep edebileceği ve somut olayda veri sorumlusu tarafından  “Poliçeyi özetler belgenin/sertifika”nın ilgili kişiye verildiği; bu anlamda Kanunun 11 inci maddesinden kaynaklanan erişim hakkının kişiye sağlandığı 

değerlendirmelerinden hareketle; 

  • 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanununun 3 üncü maddesinde ilgili kişinin “kişisel verileri işlenen gerçek kişi” olarak tanımlandığı, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 28 inci maddesinde ise kişiliğin, çocuğun sağ olarak tamamıyla doğduğu anda başladığı ve ölümle sona erdiği hükmünün yer aldığı, ölen eşin kişiliğinin de ölümle birlikte sona erdiği dikkate alındığında her ne kadar hayat sigortası ölen eşin adına yapılmış ve kişilik ölümle son bulduğundan ölen kişinin kişisel verilerine ilişkin talepler Kanun kapsamında değerlendirilemeyecek olsa da, hayat sigortasının çekin muhatabılarının ölen kişinin kanuni mirasçıları olduğu, bu çerçevede ilgili Sigorta Poliçesinin çekin muhatabı olmaları bakımından mirasçıların ilgili kişi niteliği kazandığı, bu sebeple ilgili kişi için de kanuni mirasçılıktan kaynaklı olarak, poliçeyi özetler belgede yer alan verilerin kişisel veri niteliği taşıdığı; öte yandan grup sigortalarına ilişkin hususların 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda düzenlendiği, sigortalanan kişilere poliçe yerine poliçeyi özetler belgenin verileceğinin anılan Kanunda hüküm altına alındığı ve somut olayda veri sorumlusu tarafından  “Poliçeyi özetler belgenin/sertifika”nın ilgili kişiye verildiği; bu anlamda Kanunun 11 inci maddesinden kaynaklanan erişim hakkının kişiye sağlandığı dikkate alındığında söz konusu şikayet hakkında Kanun kapsamında yapılacak bir işlem olmadığına karar verilmiştir.